Bir adam
Tünemiş tahta bir
iskemleye,
Yine de rahat kuş tüyü
yastıklara
Gömülmüş kadar.
Dimdik omuzları
Ve ince boynu üstünde
Dimdik başı.
Bir gözünde umut
çağlarken,
Diğerinden akan acı seli
Süzülüyor yanaklarından
aşağı
Kaç zamandır susuz
kalmış, çatlamış,
Öpücüklere hasret
dudaklarına doğru…
Bir kitap var elinde
adamın,
Okunmaktan yıpranmış
Üç bin yıllık bir kitap
Ve bir satırı umut
söylerken
Bin satırından düş
kırıklığı
Ve ihanet çağlayan bir
kitap.
Miyop gözlerinde adamın
Yuvarlık iki cam
Ve her satırında
Aşka, insana dair kitabın
Saklı bir küçük kaçamak; özgürlük…
Bir kadın
Sarkmış adamın arkasından
Sesli ve sessiz
harflerden bir kasırga
Dökülüyor dudaklarından.
Oralı değil adam
Ve çeviriyor biten bir
sayfayı
Ve rüzgârın ağaçla
sevişmesinden kopan
Bir küçük çığlık
Bırakıyor kendini
Geçmişe gömülmüş sayfalar
yığınının
Üstüne kapanan yaprağın
arasından.
Kadın, söylenmeye devam
ederken bir yandan
İpek bir urgan parçası
elinde
Boynuna uzanıyor adamın
Ve en çılgın bir tutkuya
Gem vurmak gibi
Anlamsız ve delice bir
işe kalkışıyor.
Gözleri dizelerle
sevişiyor adamın
Kulaklarında beş bin
yıllık bir türkü.
Bir ipek kravat elinde
kadının
Ve dilinde tabulardan bir
kaygı
Yeni bir kodla yazmaya
çalışıyor
Bilmenin özgürlüğüne âşık
adamı…
22-25.11 2014 - Denizli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder