27 Kasım 2015 Cuma

Çivimiz Çıktı

Asit dolu bulutlar
Serperken doğanın intikamını
Üstümüze
Çağıldayan çamur deryası
Günlük kaygılarımızla
Sürükleniyoruz bir uçurumun dibine.
Umurumuzda değil
Vahşice işlenen cinayetler
Bizden değilse
Sömürülen, ezilen, ölen
Dokunmuyor hiçbir acı
Taş kesmiş yüreklerimize…
Utanç yok
Pişkinlik çok
Vicdanlar kelepçeli
Tıkılmış zindanlara
Doymuyoruz
Gürül gürül akan kana.
Çıktı çivimiz
Yerine çakacak
İnsan yok!

27.11.2015 - Denizli


24 Kasım 2015 Salı

Enfarktüs

Ah, deli divane
Göçebe gönlüm
Gözüme değen
Her güzelle
Kanıma işleyen
Her damla şarapla
Savrulup, aştığı çölleri eskiten
Uslanmak bilmeyen
Arsız gönlüm.
Ancak enfarktüs
Kurtaracak beni
Senin zalim elinden!


24.11.2015- Denizli

23 Kasım 2015 Pazartesi

Aşk

Kışa kavuşmanın coşkusuyla
Sarı, kızıl yapraklarından soyunarak
Çırılçıplak kalan ağaçların
Dillerinden düşürmedikleri
Neşeli türkülere inat
Bir hüzünlü şarkı,
Acısı damağıma yapışmış
Kuru, çatlak dudaklarımda aşk…
Biliyorum erişilmez bir hayal
Seni seninle tek vücut yaşamak.


23.11.2015 - Denizli

22 Kasım 2015 Pazar

Tükendi

Geceyi güne çağıldayan
Şarabi aşklar tükendi
Devir artık
Sonsuz bir intikam
Ve ölçüsüz bir nefret devri.
Ne oldu bize
Nasıl düştük
Bu acımasız
Cehaletin pençesine?

Bombalar kuşanıyor
Bir zamanlar saçına
Çiçeklerden taç takan kızlar,
Müphem geleceğini
Gözlerinin gölgesine saklıyor
Tankların, topların arasında
Top peşinde koşan çocuklar.

Saban, pulluk ve tırmık
Yine iş başında
Yine kazıyor toprağı
Ama doğaya can vermek değil
Bu seferki amacı;
Toplu mezarlara kucaklatıyor
Toplu katliamlarda
Paramparça yere düşen canları.

Aşka, sevgiye ve kardeşliğe dair kelimeler
Ömrü bir günlük kelebeğe döndüler
Ve on santimetre karelik bir kâğıda
Basılı harfler, rakamlar ve resimlere
Biat ettikçe insanlar
Tükendi geceyi güne çağıldayan
Şarabi aşkla dolu meclisler…

22.11.2015 - Denizli

18 Kasım 2015 Çarşamba

Talan

Altın arayıcılar dadanmış
Kalbimdeki höyüklere
Talan edilmiş
Ne kaldıysa geçmişten
Aşklar, anılar…
Birer isimden ibaret
İnsanlar ve kentler
Acısı bile kalmamış…


18.11.2015 - Denizli

16 Kasım 2015 Pazartesi

Şarap Rengi Deniz

Yorgun, cılız ırmaklar akıyordu
İnsanların yüzlerinden
Kurumuş göz pınarları
Kan çanağı göz çukurları ile
Vakitsiz ve biçimsiz
Ve toplu ölümlere ağlanıyordu.

Birkaç akbaba beslenebilsin için
Kirli ve kanlı pazarlık sofralarında
Daha iki ayaküstünde doğrulamamış
Kundakta çocuklar boğuluyordu
Ki artık gün batımından değil
Kandan şarap rengine bürünüyordu
O efsaneler kaynağı deniz…


16.11.2015 - Denizli

14 Kasım 2015 Cumartesi

Kara Delik

Evreni içmiş gözlerinle
Çakmak çakmak
Yıldız yıldız bakıyorsun
Gözlerimin içine
Ve fakat farkında değilsin
Tehlikenin
Gözlerimdeki o amansız
Kara deliğin…

14.11.2015 - Denizli

6 Kasım 2015 Cuma

Felç

Uzansam tutup koynuma alabileceğim
Bir yıldız kayıyor, yetişemiyorum.
Öyle yorgun, öyle yılgın ki yüreğim
Kalkmıyor kolum, göğsüme düşüyor başım.

Ah! Geçmişte kalan her aşk
Bir acımasız savaş benim için
Tüketen tüm benliğimi
Ve gaddarca çiğneyip etimi, tüküren.

Görmediğim bir düşmanla
Dövüşmekten bitap düşüyor
Üzerinde türlü hayaller kurduğum yatak,
Kan revan oluyor geceler…

İçten içe yiyip bitiren beni
Ve gönül mezarlığında yerini alan,
Geceleri şaraba boğan her aşk
Yoruyor, yıldırıyor kalbimi…

Ve ne zaman bir yıldız düşmeye başlasa üstüme
Felç iniyor bedenime, kımıldayamıyorum…


05.11.2015 - Denizli

5 Kasım 2015 Perşembe

Aşk

Sözleri bin yıl önce unutulmuş,
Zincirlere vurulup, yasaklanmış
Kadim bir türkü dilimde aşk.
Bir sanrı yüreğimde
Sonsuza kadar gerçek olamayacak!


05.11.2015 - Denizli

4 Kasım 2015 Çarşamba

Kangren

Belki bin yıl
Belki daha uzun zamandır
Kan gitmiyor,
Kangren bir yanım.

Biliyorum tutunmak için hayata
Kesip atmam lazım onu,
Ama o kadar büyük ki sevgim
Ve o kadar derin ki umudum
Kıyıp ta ona,
Yakıp kül edemiyorum.

Oysa gözünü kan bürümüş,
En kötü mahlûktan
Bin kat acımasız,
Kemirip duruyor her gün
Taze etlerini bedenimin.

Gözü dönmüş azılı bir katil
Dört bir yanında bedenimin
Öldürdü, öldürüyor kardeşlerini,
Sopa, pala, bıçak, tabanca, tüfek
Yetmezse, elinde gaz bidonu ve kibrit.

Belki bin yıl
Belki daha uzun zamandır
Boşa akıyor kanım,
Kangren bir yanım.


04.11.2015 - Denizli

3 Kasım 2015 Salı

Zamansız Çalan Kapı

Sarılmış yalnızlığıma,
Zaman öldürüyorum
Zamansız çalan bir kapının ardında
Beynimde dolaşması gereken kan
Sıkıştırıp kalbimi
Güm güm attırmaya başlayınca
- Ki daha yeni doğmuşum küllerimden
Ve uzak durmak istiyorum
Beni yakıp kavuracak
Bir aşkın ateşinden -
Dur diyorum kendime
Sakın o kapıyı bir daha açma!
Ki ben bu saatten sonra
Layığım anca
Sarılıp yalnızlığa
Son nefesin
Yolunu gözlemeye…

03.11.2015 - Denizli


Uçurtma

Bir çocuk
Gözleri yaşlı
Oturmuş denize karşı.
Gün ortası,
Güneş tam tepede
Yine de gökyüzü
Kan kızılı…
Omzuna dokunup
Soruyorum
“Neden ağlıyorsun?”
Yutkunuyor bir
Bana bakıyor
Kocaman gözleri,
Sonra göğe çeviriyor
Yaslı başını…
Tek ses çıkmıyor ağzından
Gözlerinde okuyorum
Sorumun yanıtını.
Utançtan kızıla kesiyor yüzüm,
Kahrediyorum çaresizliğime
Yüzüm düşüyor
Yanaklarımdan aşağı
Yuvarlanıyor boncuklar.
Oturup yanına çocuğun
Ortak oluyorum derdine:
Son uçurtmayı da vurdular!

30.10.2015 - Denizli