19 Ocak 2018 Cuma

Çaresiz

geç kalınmış bir randevuya
yetişme derdinde insanlar kadar
telaşlı, oradan oraya
seyirtiyor bulutlar
ve yağmur çiseliyor...

yürüyorum
her damlasında yağmurun
aklıma çarpıyor
başka bir zaman
ve başka bir yerde
yağan yağmurla
içime düşen acılar...

önce saçlarımı okşuyor rüzgar
annemin şefkati kadar sıcak
sonra sertleşiyor
ve yağmur damlalarıyla
kırbaçlarken yüzümü
anıların acısıyla
akan kanı gizliyor
kızarmış gözlerimden...

bir sokak köpeği dönüyor köşeyi
ve ıslanmaktan korkarak
hızla geçip yanımdan
yuva bellediği sundurmanın
altına doğru koşarken
onunla bir yarışa tutuşuyor yağmur,
hızlanıyor amansızca...

boşaldı sokak
bir kaç meczup
ve ben varım
ve açmıyorum
elimde tuttuğum şemsiyeyi
arınayım için
ne zaman işlediğimi bilmediğim
ölümcül günahlarımdan...

sonra
başladığı kadar apansız
duruyor yağmur
duruyor rüzgar
acemi bir aşık gibi
göz kırpıyor güneş
aceleci bulutların arasından...

ne yapacağımı şaşırmış
çöküyorum yolun ortasına...

beynimin loblarına
tünemiş acılar,
yarına dair umut
ve güzel hayallerle çatışırken
kendime geliyorum
hayata tutunuyorum
çaresiz...


18.01.2018 - Araf

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder