ESKİ DOSTLAR
İki eski dosta rastladım;
Kaç gündür aşındırdığım
Kentin aşina sokaklarında.
Seninle kurgusuna,
Üzerinde gezinen mutlu-mutsuz yüzlere,
Sağına soluna özensiz kondurulmuş
Solgun benizli ihtiyar binalara
Aldırış etmeden gezindiğimiz
Bu aşina sokaklarda.
İki eski dosta rastladım
Mavisini arayan gökyüzünde
Cansız bakışlarıyla gözlerimin
Güneşi bulmak isterken.
Puslu havaya kara bulutlar hakim olmuştu
Umutları derinlere gömen kalbim
Kendi yağmurlarıyla ıslanırken.
İki eski dosta rastladım
Bacasında bir veda türküsü
Bu son vapur
Demirlediği son limandan ayrılıp,
Son bir sevgi kırıntısı peşinde
Ona eşlik eden martıları seyrederken.
İki eski dosta rastladım
Gölgesinde bir hayalin
İki eski sevgili
Göz göze, diz dize, el ele bakışırken.
Ve bu hayalin perdelediği geçmişten
Bana eski bir sevgili
Alay edercesine göz kırparken.
İki eski dosta rastladım:
Çocukluğumun mahpusunda
Evimin sıcaklığını özlerken,
Gençliğimin koğuşlarının sırlı pencerelerinde
Gözlerimde hasretin ıslaklığı
Sevgileri düşlerken,
İki duble rakı ve birkaç dal cigarada
Dumanlı geçmişi tazelerken
Beni iç yalnızlığımda hiç yalnız bırakmayan
Ve dün sen giderken
Uzaktan bana el sallayıp gülümseyen
İki eski dosta rastladım:
Beni hiç terk etmeyen.
Gölgem ve keder.
16.09.2000 - Denizli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder